Ethereum (ETH), Bitcoin’in blok zinciri teknolojisinden yola çıkmış olsa da bazı önemli fark ve iyileştirmelere sahip olan açık kaynak, merkeziyetsiz bir blok zinciri ağıdır. Yerel coini olan Ether (ETH), dijital ödemeler için kullanılabileceği gibi değişmez merkeziyetsiz uygulamalar (DApps) ya da akıllı sözleşmeler oluşturup dağıtmak için yazılım platformu işlevi görür.
Güncel ETH fiyatı, Ethereum’u piyasa değeri açısından Bitcoin’den sonraki ikinci en büyük kripto yapıyor. Ethereum, blok zinciri ağlarına akıllı sözleşme işlevi kazandırarak kripto sektörünü dönüşüme uğrattı. Akıllı sözleşmeler, kullanıcıların ve geliştiricilerin merkeziyetsiz finans (DeFi) gibi yeni sektörlere erişmesine olanak tanıyor.
Blok zinciri teknolojisi ve akıllı sözleşme işlevinin sunduğu sonsuz olasılık sayesinde Ethereum, değeri milyarlarla ölçülen çeşitli sektörler doğurmuştur. DeFi, oyna kazan kripto oyunları ve adını herkesin duyduğu NFT‘ler bu sektörler arasındadır. Günümüzde Ethereum blok zinciri 2900’ün üzerinde projeye ev sahipliği yapmaktadır ve şimdiye kadarki işlem hacmi 11 trilyon ABD dolarını aşmıştır.
Ethereum blok zincirinin yerel tokenı Ether olarak adlandırılır. Tether (USDT) ve USD Coin (USDC) gibi sabit coinlere benzer şekilde, ağdaki işlemlerin tamamlanması için işlem ücretleri Ether ile ödenir. Aynı zamanda Ether, blok zincirinde depolanan NFT gibi dijital varlıklar için para birimi takasında kullanılır. Ethereum Birleşmesi ile birlikte ağ güvenliğinin sağlanması ve yeni blok üretimi için ETH kullanılacaktır.
Ethereum’un Farkı
Ethereum ağı, herkesin kullanabileceği küresel bir bilgisayar olarak tasarlanmıştır. Kullanıcılara, dijital varlıklarını tam denetim altına alma, ayrıca geleneksel olarak merkezî kuruluşların kontrolünde olan araç ve hizmetlere erişme olanağı sağlar.
Örneğin, Ethereum blok zincirinde dileyen herkes dijital varlıklarını teminat göstererek anında kredi çekebilir. Geleneksel finans dünyasındaysa böyle işlemler merkezî bir şirketin politikasına tabidir. Ethereum’da bu işlev tüm boyutlarıyla blok zinciri üzerindeki akıllı sözleşmeler tarafından yerine getirildiğinden kullanıcılar kendi çıkarlarını düşünen aracılara güvenmek zorunda değildir.
Blok zinciri, aynı zamanda herhangi bir programın dünya çapındaki halka açık node’lardan (düğümlerden) oluşan dağıtık bir ağ üzerinde çalıştırılmasına ve sunulmasına imkân tanıyarak sansürlenemez, güçlü ve sahtekârlık riski daha düşük bir deneyimi mümkün kılar.
Merkeziyetsiz sahiplik ruhuna uygun olarak herkes, Ethereum’un geliştirilmesi için tüm proje paydaşlarının yararına olacağını düşündüğü yönetişim teklifini gönderebilir. Gönderilen teklifler Ethereum token sahipleri tarafından oylanarak karara bağlanır. Bu mekanizma sayesinde Ethereum’un devam eden gelişiminin doğuracağı sonuçlar topluluğun sorumluluğundadır.
ETH’nin Çalışma Prensibi
Ethereum blok zinciri 2015 yılında ilk çıktığında İş Kanıtı (PoW) temelli bir mutabakat algoritması kullanıyordu. Bu modelde yeni blok üreten ve ağ güvenliğini sağlayan madencilere ödül olarak yeni ETH tokenleri oluşturulup dağıtılıyordu.
Böyle mekanizmalarda madencilik süreci, madenci teçhizatı denen güçlü hesaplama donanımlarının karmaşık denklemleri çözmek için birbiriyle yarışmasından oluşur. Denklemi ilk çözen madenciler ağdaki yeni blokların üretimine öncülük etme hakkı kazanır ve teşvik olarak yeni token ile ödüllendirilir. Bitcoin ağında kullanılan model de bunun aynısıdır.
Ethereum blok zinciri aynı zamanda hesap tabanlı bir mimariye sahiptir. Her Ethereum hesabı, temel olarak elinde Ether (ETH) bakiyesi bulunduran ve Ethereum blok zincirinde işlem başlatabilen tüzel bir kişiliktir. İki tür Ethereum hesabı vardır.
İlki, kullanıcıların özel anahtarları aracılığıyla kontrol edip yönettiği “dış hesaplar”dır. İkincisiyse akıllı sözleşme olarak bilinen "sözleşme hesaplarıdır" ve bunları kendi kodu yönetir. Bu hesapların ikisinde de ETH ve diğer Ethereum tokenleri tutulabilir ve bu tokenler blok zinciri üzerinde gönderilip alınabilir.
Dış hesaplar diğer dış hesaplarla ve akıllı sözleşmelerle işlem başlatabilir. Ne var ki akıllı sözleşmeler, yalnızca dış hesaplarla ya da diğer akıllı sözleşmelerle etkileşim kurulurken devreye girer. Bunlar yalnızca belirli kodların tetiklenmesine (birden çok adım içerir), token transferine, hatta yeni akıllı sözleşmelere yanıt verebilir.
Ethereum Teknolojisi
Dağıtık defter kullanan Bitcoin’in aksine Ethereum dağıtık bir “durum makinesi” kullanır. Herhangi bir noktada Ethereum’un “durumu”, hesap ve bakiyelerin yanı sıra o anki “makine durumu”nu içeren büyük bir veri yapısıdır.
Birçok alt düzey makine kodunu barındırıp çalıştırma olanağını da kapsar. Bu “durum” her yeni blokla birlikte sürekli değişir ve değişikliğin nasıl olacağına ilişkin kurallar EVM tarafından tanımlanır.
Ethereum ağı, akıllı sözleşme oluşturup dağıtabilme olanağının mümkün kıldığı birçok amaca hizmet etmektedir. Bu işlev sayesinde geliştiriciler platformda kripto cüzdan, merkeziyetsiz borsa, DeFi protokolleri, NFT pazar yerleri, oyna kazan oyunları ve daha pek çok çeşit merkeziyetsiz uygulama geliştirebilmektedir.
Ethereum Token Standartları
ERC-20 ve ERC-721 gibi token standartları, pek çok değiştirilebilir ya da değiştirilemez tokenın oluşturulmasında kullanılmış ve değeri milyarlarla ölçülen projelerin önünü açmıştır. Özellikle de ERC-721 standardını temel alan NFT’ler, 2022 yılı itibarıyla piyasa değeri 3 milyar $ olan ve 2027’ye kadar 13,6 milyar $ seviyesini geçmesi beklenen NFT sektörünün yükselişinde önemli rol oynamıştır.
ERC-1155, Ethereum blok zincirinde aynı sözleşme içinde hem değiştirilebilir (tek tip) hem değiştirilemez (benzersiz) tokenlar oluşturma imkanı tanıyan bir token standardıdır. Geliştiricilerin aynı anda birden çok token türü oluşturup bunları topluca yönetmesine imkân tanıyan verimli ve esnek bir çözüm sunar.
Bir kullanıcı tarafından her ETH veya Ethereum tabanlı token transfer edildiğinde veya platformda barındırılan herhangi bir uygulamayla etkileşim kurulduğunda ETH cinsinden gas ücreti ödenmesi gerekir. İleride Hisse Kanıtı (PoS) tabanlı yeni Ethereum blok zincirinde doğruluma için de aktif olarak ETH kullanılacak ve aktif doğrulayıcıların şartları karşılaması için 32 ETH stake etmesi zorunlu olacaktır.
Ethereum Sanal Makinesi (EVM)
Ethereum Sanal Makinesi (EVM), Ethereum blok zincirinin kalbidir. EVM, tüm Ethereum hesaplarının ve akıllı sözleşmelerin barındığı ortamdır. Milyonlarca yürütülebilir projenin barındırıldığı merkeziyetsiz bir bilgisayar işlevi gören bir hesaplama altyapısı ya da sanal makinedir.
Başka bir deyişle, Ethereum’un bütün işletim altyapısının omurgasını oluşturur. Tek bir varlık olan EVM, birbirine bağlı ve Ethereum istemcisini çalıştıran binlerce bilgisayar (node veya düğüm) tarafından eş zamanlı olarak barındırılır.
Ethereum Birleşmesi
Ethereum’a olan talep büyüdükçe ağın çekirdek mimarisinde tıkanıklık işaretleri görülmeye başladı ve işlem başına ortalama gas ücretinde ciddi bir artış yaşandı. Sonuç olarak Ethereum blok zincirinin aşması gereken en büyük sorunlardan biri de ağ trafiği yoğun olduğunda gas ücretlerinin astronomik rakamlara ulaşması oldu. Örneğin Mayıs 2021’de ağ üzerinde temel bir işlemin ortalama maliyeti 71 $ seviyesine yaklaşmıştı.
Daha önce Ethereum 2.0 adıyla bilinen Ethereum Birleşmesi, Ethereum blok zincirinin kademeli olarak PoW modelinden Hisse Kanıtı (PoS) mutabakat mekanizmasına geçiş sürecini ifade eden ve birden çok yıla yayılmış bir etkinliktir. Geçişle birlikte gas ücretleri hemen ucuzlamayacak olsa da Ethereum’un daha çevre dostu ve daha verimli bir blok zinciri ağı olması bekleniyor.
PoW sisteminde Ethereum madencileri zincire yeni bloklar ekleyerek karşılığında ETH ödülleri kazanmak için pahalı bilgisayar sistemleriyle birbirine karşı rekabet eder. PoS modelindeyse artık blok madenciliği yapmaları gerekmeyecek.
Bunun yerine, tercihe bağlı olarak yeni blok oluşturup ekleme ya da başkalarının bloklarını doğrulama işlevini üstlenecekler. Doğrulayıcı olma hakkından yararlanmak isteyenlerin ağa 32 ETH stake etmesi gerekecek. Üstelik doğrulayıcılar artık birbiriyle rekabet etmeyeceğinden madencilik teçhizatları gibi pahalı ya da ileri seviye donanımlara ihtiyaç duymayacak.
Ethereum ekibi bu geçişi 2016’dan beri planlıyor olsa da sürece 1 Aralık 2020’deki hisse kanıtı Beacon Zinciri lansmanıyla başladı.
Bununla birlikte Ethereum’un tekli bir PoW zincirinden çok zincirli bir PoS ağına dönüşüm yolculuğunun 3 aşamasından 0. aşama tamamlanmış oldu. Bu üç aşama ve her birinin Ethereum’da yaratması beklenen dönüşüm aşağıda listelenmiştir.
0. Aşama (Beacon Zinciri)
Bu aşamada Beacon Zinciri adlı orijinal PoW Ethereum mainnet’ine paralel çalışacak bir Hisse kanıtı (PoS) blok zinciri geliştirildi. İleride Ethereum’da yapılacak iyileştirmelerin temelleri de bu aşamada atıldı. Bu satırların yazıldığı tarih itibarıyla Beacon Zinciri’nde 410.000’in üzerinde doğrulayıcı 13 milyonun üzerinde token stake etmiş durumda.
1. Aşama (Birleşme)
2022’de gerçekleştirilen birleştirme adımında Beacon Zinciri mevcut Ethereum blok zinciriyle birleştirildi ve eski zincirdeki PoW modelinin yerini tamamen yeni zincirin PoS modeli aldı. Birleşimden sonra Ethereum blok zinciri yeni ağın “Yürütme” katmanı, Beacon Zinciriyse “Mutabakat” katmanı oldu.
2. Aşama (Parçalama)
2023-2024 civarı devreye girmesi beklenen parçalama aşamasında ağın yükü 64 yeni zincir parçasına yayılacak. Mevcut PoW Ethereum zinciri bu 64 parçadan biri olacak. Bu aşamadan itibaren tekli PoW Ethereum blok zinciri üzerinde çok daha az veri depolanacağından madencilik node’u (düğümü) çalıştırmak büyük ölçüde kolaylaşacak.
Ethereum ağı PoS tabanlı mutabakat mekanizmasına geçmesiyle birlikte eskisinden çok daha verimli bir enerji tüketimine ve güvenliğe sahip olacak.
Bu mutabakat modeli aynı zamanda Ethereum blok zinciri tarafından işlem hacmini ve ağ hızını önemli ölçüde artıran bir işlem parçalama mekanizmasının uygulanabilmesi açısından daha fazla ölçeklenebilirlik sağlamaktadır.
ETH Fiyatı ve Token Ekonomisi
Ethereum Vakfı, Temmuz 2014’te ETH’nin ilk coin arzını (ICO) gerçekleştirdi. Bu halka açık satış etkinliğinde yatırımcılara 2000 ETH=1 BTC oranından yaklaşık 60 milyon ETH dağıtıldı.
O sırada Ethereum’un fiyatı yaklaşık 0,31 $ seviyesindeydi. Ethereum ağının genesis bloğunda yatırımcılara Ether tokenleri dağıtıldı.
Ethereum mainnet’i (ana ağ) ilk açıldığında ETH tokenlerinin toplam arzı yaklaşık 72 milyondu. Bu tokenlerin çoğu ilk yatırımcılara tahsis edilmiş olsa da arzın yaklaşık %16,73’ü Ethereum Vakfına aktarılmıştı.
Bu satırların yazıldığı tarihte Ethereum tokeninin dolaşımdaki toplam arzı yaklaşık 122 milyondur. Ethereum mainnet’inin genesis bloğundan bu yana, toplam arza token üretim mekanizması aracılığıyla 48 milyon ETH eklenmiştir.
Sürekli yeni ETH tokenleri oluşturulup blok ödülü olarak madencilere dağıtıldığından Ethereum enflasyonist bir kripto paradır. Ethereum Geliştirme Teklifi (EIP) 1559 London Hard Fork güncellemesinden bu yana bazı deflasyonist mekanizmalar devreye sokulmuş olsa da hâlihazırda Ethereum enflasyonunu tam olarak durduramamışlardır.
Ethereum blok ödülü emisyonları kademeli olarak düşmektedir. Ağ ilk açıldığında blok başına 5 Ether oluşturuluyordu.
Bu ödüller madencilere ağ güvenliğini sağlama ve işlemleri doğrulama karşılığında teşvik olarak dağıtılıyordu. Ekim 2017’de EIP 649 numaralı teklif kapsamında bu emisyon oranı blok başına 3 ETH’ye düşürüldü.
Kurucuları Hakkında
Ethereum’un temelini oluşturan fikir, ilk olarak 2013 yılının sonlarında Vitalik Buterin tarafından bir teknik dokümanda açıklanmıştı. Buterin, bu dokümanı yazdığı sırada henüz on dokuz yaşındaydı.
Buterin, Ethereum konseptini ortaya atmadan önce Bitcoin Magazine haber sitesini de kurmuş olan deneyimli bir programcı ve geliştiriciydi.
Buterin, blok zinciri teknolojisiyle merkezî kurumların denetiminden bağımsız olan merkeziyetsiz protokol ve uygulamalar geliştirilebileceğini düşünüyordu. Buterin, popüler bir çevrim içi oyun olan World of Warcraft’ı bağımlılık düzeyinde seviyordu. Oyunun yaratıcıları en sevdiği büyüyü oyundan kaldırınca Vitalik, hiçbir uygulamanın tek bir kişi ya da grubun tam kontrolüne bırakılmaması gerektiği sonucuna ulaştı ve Ethereum blok zincirinin kavramsal temelini atmış oldu.
Ethereum’un resmî çıkış duyurusu, Ocak 2014’te düzenlenen Kuzey Amerika Bitcoin Konferansı’nda yapıldı. Projenin ortak kurucuları sekiz kişiden oluşuyordu.
Rus asıllı Kanada vatandaşı Vitalik Buterin, ilk günden bu yana Ethereum’a önemli katkılar sağlamıştır. Polkadot’tan (DOT) Gavin Wood, Ethereum Vakfının ilk Baş Teknoloji Sorumlusu olarak görev yapmıştır. Ethereum’un C++ programlama dilindeki ilk teknik uygulamasını kodlamasının yanı sıra Ethereum akıllı sözleşmeleri oluşturmak için de facto programlama dili olan Solidity’i oluşturmuştur.
Solidity günümüzde Ethereum uygulamaları için vazgeçilmez bir programlama dili olarak görülmekte ve EVM tabanlı diğer blok zincirlerinde de yaygın olarak tercih edilmektedir. Wood buna ek olarak Ethereum’daki bazı sorunlara çözüm getirmeyi amaçlayan kendi alternatif blok zinciri ağı Polkadot’u kurmuştur.
Alternatif Katman 1 blok zinciri üretmesiyle meşhur bir diğer kurucu ortak da Charles Hoskinson’dır. Hoskinson, projenin izleyeceği rotayla ilgili anlaşmazlıklar sonucu Ethereum’dan ayrılmıştır. Ancak öncesinde, başka bir Ethereum emektarı olan Jeremy Wood ile IOHK’yi kurmuş, sonra da Cardano blok zincirini geliştirmiştir.